Azgın Ofise Gelen Escort Swetlana

Comentarios · 2 Puntos de vista

Bazı faili meçhul cinayetlerle ilgili olarak; Savaş Buldan’ın 3 Haziran’da Çınar Otelinin gazinosundan gece saat 4 civarında diğer iki arkadaşıyla birlikte çıkarken otelin önünde.

Bazı faili meçhul cinayetlerle ilgili olarak; Savaş Buldan’ın 3 Haziran’da Çınar Otelinin gazinosundan gece saat 4 civarında diğer iki arkadaşıyla birlikte çıkarken otelin önünde üç arabanın beklediğini, bu arabaların içinde polis olduklarını söyleyen sekiz kişinin bulunduğunu, üçüne (Savaş Buldan ve arkadaşları) otelin önünde üst araması yapıldığını ve arabalara bindirilip götürüldüklerini, Bolu Yığılca İlçesine yakın bir mevkide Melen çayı kenarına cesetlerin atıldığını, olaydan sonra Savaş Buldan’ın ağbeyine, imzasız bir ihbar mektubu gittiğini, Abdullah Canan’ın 17 Ocak 1996 günü Hakkari’nin Yüksekova İlçesinde evinin önündeki arabasına binip eşine "silah ruhsatını yenileyeceğiz" diyerek ilçeden ayrıldığını, Hakkari’nin 10 uncu kilometresinde Yeniköprü denilen mevkide yol aramasına denk geldiğini, Abdullah Canan’ı panzer gibi bir başka arabaya götürdüklerini, araştırma yaptıkları bütün mercilerin kendilerince gözaltına alınmadığını söylediklerini, kayboluşunun üçüncü günü arabasının Van-Hakkari Karayolu Güzeldere mevkiinde bulunduğunu, Abdullah Canan’ın ağabeyinden Kahraman Bilgiç adında bir görevlinin "Abdullah Canan’la seni bugün yarın görüştüreceğim" diyerek 20 bin mark aldığını, kendisinin Abdullah Canan’ın yakını olarak Kahraman Bilgiç ile görüştüğünü, Kahraman Bilgiç’in "Abdullah Canan şu anda elimizde, hücreye koyduk, bunu Yüksekova Tabur Komutanı Mehmet Emin Binbaşı infaz edilmek üzere bize verdi" dediğini, Mehmet Emin Yurdakul Binbaşının Abdullah Canan’ın arabasını dere yatağına ittiğini, Kahraman Bilgiç’in "hiç kesinlikle birşey yapmayın, diyarbakır oruspu bu bizim görevimizdir. Eşref Bitlis, Bahtiyar Aydın gibi uygulamalar yaptık" dediğini, Kahraman Bilgiç’in Havar kod adıyla dolaştığını, Tugay Komutanına Kahraman Bilgiç’in "sadece 5 bin mark aldım" dediğini, kaçırma olayını ise inkar ettiğini, daha sonra Abdullah Canan’ın cesedinin bayramın ikinci günü jandarma tarafından bulunduğunu, bu konunun halen savcılıkta hazırlık soruşturması aşamasında olduğunu, o günden bu yana hiçbir gelişme olmadığını, olayın Diyarbakır DGM kapsamında olduğunu, yine 1993’te Sabri Çardak’ın Beşbulak Köyünde Mahir Karabağ ve Eyüp Karabağ’ı, Hacı Teknik’in Çukurca’da bu ekip tarafından öldürüldüğünü, yine Miktar Özeken, Şemsettin Yurtseven, Münir Sarıtaş, Mehmet Yaşar, Nezir Tekçi’nin yine bu ekip tarafından 1994-95 yıllarında bu ekip tarafından alındığını ve bunların hiçbirisinden bugüne kadar bir haber alınamadığını, Havar kod adlı Kahraman Bilgiç’in Necip Baskın adlı kişinin fidye olayı sonrasında yakalandığını, Yüksekova’da tutuklanıp, Midyat Cezaevine nakledildiğini, Mehmet Emin Yurdakul’la ilgili olarak savcılığa 4 tane dosya intikal ettiğini, Kahraman Bilgiç’in sorguda Abdullah Canan’ı öldürdüklerini ifade ettiğini öğrendiklerini, ancak bu aşamada soruşturmanın yarıda kesildiğini, Hüseyin Oğuz adlı astsubayın "ben, sorgunun ilk üç gününde görev yaptım, o sorgu esnasında banda alınan ses var, binbaşının adı geçince o noktada beni sorgudan aldılar" dediğini, Yüksekova delillerinin saklandığını, Mehmet Emin Yurdakul binbaşının o dönemde Hakkari’de tugayda görev yapan Albay Hamdi Poyraz’la bir bağlantısının olduğunun söylediğini belirtmiştir.(Ek:180)

Tape No:9062, diyarbakır oruspu 11.07.2008 tarihinde Ömer Ü. İle yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Y. KÜÇÜK'ün "SKY' in kapamış olması da telafi oldu yani bu çok iyi bir program şimdi burda öyle Ahu telefon etti başkaları telefon etti iyi oldu güzel bende gidiyorum tamam Doğan 'lada konuştum oda çok memnun şey Doğana sol dozajı nasıl dedim çok iyi dedi bana göre sol dozajı kız bana yardım etti yani sol darbe istiyor diye korksonlar biraz ondan sonra " dediği, Ömer'in "Fakat bunlar çok geriyor hocam ama ney a güveniyorlar sanki bir şeye güveniyorlar bir şey çıkcakmış havasındalar" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "O belli oldu çok zayıflar çok zayıflar oda ..." dediği, Ömer'in "Valla görecekmişsiniz gibi havalardalar bir şey bekledikleri birşeymi var" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Hayır hayır hiç öyle bi çapları yok ama başka şeyleri yok artık hurdalar yani birazcık bizim Doğu PERİNÇEK in ... oda hep öyledir ... o ama biraz kırık olduğu için o başka zamanlarda öyle yapardı hiç bonboşlar bizde perişan ettik beni hava alanına getiren işte şirketin şoförü dünde almıştı o sözde onundu çok memnun olmuş ayilece seyrettik diyor oda siyaset meydanını görmüş ordada Ümit ZİLELİ kadını rezil etmiş" dediği, Ömer'in "Evet" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Devamlı reklam devamlı reklam iyidir bir dosluk oldu Mehmet Ali çok memnun tekrar istiyorlar sonbaharda öbür taraftada olur Merdan 'da da yaparız öyle görünüyor onlar içinde iyi oldu ben dikkat ettim bu büyük telefonların şey televizyonların sınırlarının dışlarına çıkmamaya çalıştım oda iyi oldu yani hiçbir şeyden şey olmadı memnunum yani Ercan 'ın da bu Genelkurmay meselesinde çok net bir destek vermesi çok hoşuma gitti doğrusu peki tamam " "Yani sen kapağı bu kitap çok iyi oluyor haberciyi büyük Cumhuriyet davası mümkün olduğu kadar burda oluduğu gibi Mediko Politik gibi görünmeyecek şekilde güzel birşey olabilir döner dönmez şey yapar çok iyi gidiyor kitap çok memnunum tam zamanlı tam zamanlı peki" dediği, Ömer'in "Tamam hocam" dediği,

If you have any sort of inquiries regarding where and ways to make use of daha fazlasını öğrenin, you can call us at the internet site.
Comentarios