30 Kasım 2008 tarihinde Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünün internet sitesine yapılan bir ihbarda; Gürkan H...nin Emre D... ve Cenk Ö...
30 Kasım 2008 tarihinde Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünün internet sitesine yapılan bir ihbarda; Gürkan H...nin Emre D... ve Cenk Ö... ile birlikte faaliyetlerde bulunduğunu, finansmanın PANDORA yayınlarının sahibi Yelda C... If you have any kind of queries concerning where as well as how to employ
Escort diyarbakıR, it is possible to email us with our website. nun sağladığını, Yalçın KÜÇÜK'ün Gürkan H... ye "Kan ve Mürekkep" isminde bir dizi senaryo yazdırdığını, senaryoda hapishanede marksist bir profesörle tanışan ve sonra eğitilen bir gencin hapisten çıktıktan sonra gidip bir tarikat liderine suikast düzenlemesinin anlatıldığı, konuda geçen ve suikast düzenlenen kişinin İstanbul Fatih Camiinde bir suikast sonucu öldürülen Bayram Ali ÖZTÜRK olduğunu, Gürkan H...nin bu konuyla ilgili bilgisinin olduğunun belirtildiği, Emre D..., Yelda C... ile nasıl bir irtibatının olduğu, Gürkan H... veya başka birine "Kan ve Mürekkep " isminde bir senaryo yazdırıp yazdırmadığı, senaryonun konusunun ve amacının ne olduğu, ihbarda belirtilen "profesör" ün kendisi olup olmadığı ve tarikat lideri olduğu ve suikast sonucu öldürüldüğü bilinen Bayram Ali ÖZTÜRK'ün öldürülmesiyle nasıl bir ilişkisinin olduğu sorulduğunda; Emre D... ve Cenk Ö...nün ticari bir şirkette Gürkan H... ile birlikte çalıştıklarını, bildiği kadarı ile belgesel yaptıklarını, Yelda C...nin Destek yayınları isminde yayın evi bulunduğunu, kendisinden yayınlanmak üzere kitap istediğini, o vesile ile tanıştıklarını, Gürkan H...nin kendi direktifi ile senaryo yazacak bir insan olmadığını, kan ve mürekkep isminde bir senorya bilmediğini ve okumadığını, Bayram Ali ÖZTÜRK isimli şahsı tanımadığını ve bilmediğini, bu konunun tamamen kendi bilgisi dışında olduğunu,
Ulus Kurma Anlamında olduğunu söylediğini, bu programın 10 Kasım sabahı bittiğini, bir gün sonrada kendisinin sınıf arkadaşı Vecdi GÖNÜL'ün Brüksel'de iken 10 Kasım konuşması yaptığını ve bunun Ulus Kurma olduğunu söylediğini ve "biz Ermenileri göç ettirme s ey dik, Rumları mübadele ettirmeseydik bir Ulus devlet kuramazdık" dediğini, sonradan kendisine sorduklarını, kendisinin de bir demeç verdiğini, bunları anlattıktan sonra "acaba yeni bir tehcir mi düşünülüyor diye söylediğini, ismi geçen şahsın da bu demecini Abdullah ÖCALAN'a aktardığım söylediğini, Telefon görüşmesinden anlaşıldığı kadarı ile PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah ÖCALAN'ın konuşmaları, Avukatları vasıtasıyla kendisine, kendi konuşmalarının da Abdullah ÖCALAN'a iletilmesinin sebebi sorulduğunda; bunun doğru olmadığını, böyle bir mekanizmanın olmadığını, sadece bunu kendisine söylediklerini, Tape No:9089, 06.12.2008 günü saat:10.47 de Volkan ? ile yaptığı telefon görüşmesinde; Abdullah ÖCALAN'ın söylediği bir konuyla ilgili konuştukları ve kendisinin "... Abdullah ÖCALAN da iki önemli nokta var bana söylediler" dediği, Volkan'ın "Kürtlerin Lozan ı demiş ya" dediği, kendisinin de bu laftan ne anladığını sorduğu, Volkan'ın "Yani ne anladım hani bir beraber gittik ..." dediği, kendisinin "... hiç alakası yok şu Türk şematiği ile düşünmeyin biraz Yalçın KÜÇÜK'ün şematiği ile düşünün ondan sonra bi defa çok açık olarak gizli tarihi okuyun diyor herkese " dediğinin tespit edildiği hatırlatılarak Abdullah ÖCALAN la ilgili iki önemli noktanın ne olduğu sorulduğunda; görüşmeyi yaptığı kişinin Vatan gazetesinde çalışan Volkan B... isimli kişi olduğunu, bunun ne olduğunu bilmediğini,
Devletin dış itibarı açısından bazı sakıncalı durumlarda yaratıldığına dikkat çekildiğini, MİT’in istihbarat çarkına takılmış olduğu kadarıyla kişiler hakkında bilgi sunduklarını, 59 kişinin adının geçtiğini, uyuşturucu ticaretinin devlet himayesinde yürütüldüğü konusunda bilgisi olmadığını, yürütülen büyük bir terör mücadelesi olduğunu, MİT’le, Emniyet ve Jandarma arasında çekişme ve kargaşa olmadığını, böyle bir kavga olsa terörle mücadelenin bu şekliyle yürütülemiyeceğini, MİT’in, yeraltı dünyası ile güvenlik güçlerinin ilişkisi konusunda bir araştırmasının olmadığını, Tarık Ümit’in, MİT’in haber toplayıcı elemanı olduğunu, Tarık Ümit olayının Jandarma ve savcılığa yansıdığını, olay icraya yansıyınca MİT’in yapacak birşeyi olmadığını, Mesut Yılmaz’a Budapestede yapılan saldırı ile ilgili olarak özellikle bir bilgilerinin olmadığını, ancak diğer ülkelerdeki bazı yapılanmalar hakkında bilgileri olduğunu, Özdemir Sabancının öldürülmesinin DHKP-C’nin bir operasyonu olduğunu ve Sabancı ailesinin seçildiğini, bunun daha önceden planlanmış bir operasyon olduğunu, Güneydoğu Anadolu raporu konusunda bir siyasî parti genel başkanı ile aralarında Sabancının da bulunması nedeniyle operasyonun yanlış izlenim vermemesi amacıyla ertelenmiş olduğunu, türkiyed telefon hat sayısının 15 milyonu bulduğunu, hepsinin dinlenebilmesi için 15 milyon ek hat kurulması gerektiğini, bütün telefonların dinlenmesinin gerçek dışı olduğunu, MİT’in bu konuda töhmet altında bırakıldığını,