Diyarbakır Escort, Escort Diyarbakır Bayan, Escort Diyarbakır

Comentários · 2 Visualizações

Her ne kadar bir alttaki Izgara Planlı Yapılar Evresi'ndeki gibi yine dikdörtgen planlı yapılar görülmekte ise de, taşıyıcı duvarları, diyarbakır oruspu kerpiç kullanımı ve gömüt.

Her ne kadar bir alttaki Izgara Planlı Yapılar Evresi'ndeki gibi yine dikdörtgen planlı yapılar görülmekte ise de, taşıyıcı duvarları, diyarbakır oruspu kerpiç kullanımı ve gömüt geleneğindeki değişme gibi nedenlerle ayrı bir kültür olarak değerlendirilmektedir. Bu evrede kanallı taş düzlemlerle yükseltilmiş konutlar yer almaktadır. Bu kanallı taş düzlemler, küçük ocak taşlarının, aralarında 20 cm. genişlikte kanallar bırakacak şekilde düzenli bir biçimde üst üste dizilmesiyle örülen duvarlardan oluşmaktadır. Bu düzlemler yaklaşık olarak 3 x 5,50 metre ölçülerindedir. Kanalların üstü yassı taş levhalarla örtüldükten sonra tüm düzlemin üstü moloz taşları dökülerek düz bir platform elde edilir. Esas taşıyıcı duvarlar ise bu tabanın üzerine, küçük ocak taşlarıyla, harç olarak çamur kullanılarak 50 cm. kalınlıkta örülmüştür. Duvarların devamı kerpiç topakları kullanılarak yükseltilmiştir. Çatı konusunda kesin sonuç verecek bir buluntu olmamakla birlikte, düz dam olduğu yönünde bazı buluntular vardır.[8] Yerleşim düzeninde belirgin bir değişiklik olmuştur. Konutlar birbirinden daha mesafelidir ve aralarında geniş avlular yer alır. Ocaklar ve işliklerle birlikte günlük faaliyetlerin de konuttan genel alanlara çıktığı anlaşılmaktadır.[13]

Dokümanın (95) ile numaralandırılmış, üzerinde "Yalçın KÜÇÜK, Paris, 11 Haziran" hitabıyla başlayan faks çıktısı sayfasında, "Ne oluyor? Refah Partisi kapatılsın dedim, kapatıyorlar. İmam Hatipler dedim, Hedef alındı. Hakim ve savcılardan İmam Hatipliler atılsın dedim, ordu kabul etti. TGRT, İhlas dedim, sistem hücuma geçti. " "Ne oluyor? Ordu beni demek ki iyi izliyor. " "Şimdi yeni bir yazı gönderiyorum sicil çıktı... Genelkurmay hepimizi nöbete çağırıyor. Ben ise Genelkurmay 'in benim işaret ettiğim çizgiye gelmesinden memnunum " yazdığı, -(10) sayfa "Yalçın KÜÇÜK" ibaresi elyazması ile başlayıp "istanbul 1998" ibaresi ile biten bilgisayar çıktısı ve el yazması 10 sayfalık doküman içeriğinde, Çeşitli tarihlerde tutulmuş olan notların bilgisayar çıktılarının olduğu, -(56) sayfa (l)'den (56)'ya kadar numaralandırılmış üzerinde "TBMM Tutanak Müdürlüğü " ibaresi bulunan dokümanın içeriğinde; Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından "Türkbank" ihale sürecinin araştırılması için kurulan komisyonun yaptığı çalışmalarına ait (56) sayfa tutanakların olduğu, -(1) adet Andıç ibaresi ile başlayan, diyarbakır oruspu İKK GÜV.D. :3590 Nisan 1998 ibaresi ile devam eden, "bilahare tespit edilecek" ibaresi ile biten (16) sayfadan oluşan dokümanın içeriğinde;

Tape No:9108, 01.11.2008 günü İlhan ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Y. KÜÇÜK'ün " gelecek diyecem Saffet e telefon edip etmemeyi orda konuşuruz çokta önemli değil baş başa konuşalım" dediği, İLHAN'ın "Tamam konuşalım" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "çünkü dün ERHAN GÖKSEL LE BULUŞTUM" , "ENTERESAN BİLGİLER VAR ONLARI BAŞ BAŞA KONUŞURUZ" dediği, İLHAN'ın "Evet tamam hocam" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "SABRI İLE İLGİLİ BİLGİLER VAR" dediği, İLHAN'ın "Aa çok iyi" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "YANİ KÖTÜ BİLGİLER DEĞİL BİR BÜYÜK PROJE DİYOR NE KADAR DOĞRU BİLMİYORUM", "Yani işte bir şeyin o tür şeyler var diyor biraz abartır onları da ...." dediği, İLHAN'ın "Bence evet neyse konuşuruz orda" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Tamam ama genel olarak baş başa üçümüz oluruz" dediği, İLHAN'ın "Tamam" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Başka kimse olmaz bize katılan olur bakarız" dediği, İLHAN'ın "Evet hocam" dediği, Y. KÜÇÜK'ün " Ben baş başa konuşmayı tercih ediyorum burada" dediği, İLHAN'ın "Bende hocam" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Orda bin Saffet e bir dostluk ederiz zaten ya Türk Türkiye dışındadır yahut işi vardır " dediği,

Bazı faili meçhul cinayetlerle ilgili olarak; Savaş Buldan’ın 3 Haziran’da Çınar Otelinin gazinosundan gece saat 4 civarında diğer iki arkadaşıyla birlikte çıkarken otelin önünde üç arabanın beklediğini, bu arabaların içinde polis olduklarını söyleyen sekiz kişinin bulunduğunu, üçüne (Savaş Buldan ve arkadaşları) otelin önünde üst araması yapıldığını ve arabalara bindirilip götürüldüklerini, Bolu Yığılca İlçesine yakın bir mevkide Melen çayı kenarına cesetlerin atıldığını, olaydan sonra Savaş Buldan’ın ağbeyine, imzasız bir ihbar mektubu gittiğini, Abdullah Canan’ın 17 Ocak 1996 günü Hakkari’nin Yüksekova İlçesinde evinin önündeki arabasına binip eşine "silah ruhsatını yenileyeceğiz" diyerek ilçeden ayrıldığını, Hakkari’nin 10 uncu kilometresinde Yeniköprü denilen mevkide yol aramasına denk geldiğini, Abdullah Canan’ı panzer gibi bir başka arabaya götürdüklerini, araştırma yaptıkları bütün mercilerin kendilerince gözaltına alınmadığını söylediklerini, kayboluşunun üçüncü günü arabasının Van-Hakkari Karayolu Güzeldere mevkiinde bulunduğunu, Abdullah Canan’ın ağabeyinden Kahraman Bilgiç adında bir görevlinin "Abdullah Canan’la seni bugün yarın görüştüreceğim" diyerek 20 bin mark aldığını, kendisinin Abdullah Canan’ın yakını olarak Kahraman Bilgiç ile görüştüğünü, Kahraman Bilgiç’in "Abdullah Canan şu anda elimizde, hücreye koyduk, bunu Yüksekova Tabur Komutanı Mehmet Emin Binbaşı infaz edilmek üzere bize verdi" dediğini, Mehmet Emin Yurdakul Binbaşının Abdullah Canan’ın arabasını dere yatağına ittiğini, Kahraman Bilgiç’in "hiç kesinlikle birşey yapmayın, diyarbakır oruspu bu bizim görevimizdir. Eşref Bitlis, Bahtiyar Aydın gibi uygulamalar yaptık" dediğini, Kahraman Bilgiç’in Havar kod adıyla dolaştığını, Tugay Komutanına Kahraman Bilgiç’in "sadece 5 bin mark aldım" dediğini, kaçırma olayını ise inkar ettiğini, daha sonra Abdullah Canan’ın cesedinin bayramın ikinci günü jandarma tarafından bulunduğunu, bu konunun halen savcılıkta hazırlık soruşturması aşamasında olduğunu, o günden bu yana hiçbir gelişme olmadığını, olayın Diyarbakır DGM kapsamında olduğunu, yine 1993’te Sabri Çardak’ın Beşbulak Köyünde Mahir Karabağ ve Eyüp Karabağ’ı, Hacı Teknik’in Çukurca’da bu ekip tarafından öldürüldüğünü, yine Miktar Özeken, Şemsettin Yurtseven, Münir Sarıtaş, Mehmet Yaşar, Nezir Tekçi’nin yine bu ekip tarafından 1994-95 yıllarında bu ekip tarafından alındığını ve bunların hiçbirisinden bugüne kadar bir haber alınamadığını, Havar kod adlı Kahraman Bilgiç’in Necip Baskın adlı kişinin fidye olayı sonrasında yakalandığını, Yüksekova’da tutuklanıp, Midyat Cezaevine nakledildiğini, Mehmet Emin Yurdakul’la ilgili olarak savcılığa 4 tane dosya intikal ettiğini, Kahraman Bilgiç’in sorguda Abdullah Canan’ı öldürdüklerini ifade ettiğini öğrendiklerini, ancak bu aşamada soruşturmanın yarıda kesildiğini, Hüseyin Oğuz adlı astsubayın "ben, sorgunun ilk üç gününde görev yaptım, o sorgu esnasında banda alınan ses var, binbaşının adı geçince o noktada beni sorgudan aldılar" dediğini, Yüksekova delillerinin saklandığını, Mehmet Emin Yurdakul binbaşının o dönemde Hakkari’de tugayda görev yapan Albay Hamdi Poyraz’la bir bağlantısının olduğunun söylediğini belirtmiştir.(Ek:180)

If you treasured this article and you would like to get more info concerning Escort DiyarbakıR kindly visit our own website.
Comentários