Tape No:9059, 20.06.2008 tarihinde Kadir ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Y.
Tape No:9059, If you loved this post and you would certainly like to obtain more info relating to
escort Diyarbakır kindly see the web site. 20.06.2008 tarihinde Kadir ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Y. KÜÇÜK'ün "Bir iki temasım olucak bu Bizim Tv'yi işte beraber çalışma önerisi var" "Onlar Digitürk'e henüz başlamadılar ama herhalde orda çıkacaklar" "Ben olumsuz bakmadım yani benim için olabilir onların bana ihtiyacı olabilir Merdan 'la temasımız var ama zannediyorum Tuncay'ında haberi var iyidir şimdi şeyi hazırlıyorum sizlerede haber veriyorum bu yeni Cumhuriyet olmaktan çıkıyor artık şuna karar verdim bütün kitaplarında 60-70-80 yıllarının tarihini yazıyorum çok çok güzel bir kitap oluyor bu bi yeni Cumhuriyet için değil adı Cumhuriyet davası olacak galiba daha doğrusu haberci diye .... çok güzel şeyler söylemişiz bu" "Sende bu Toplumsal Kurtuluştan her gece .. alıyorum 99' da hepsilerinin son sayısında neler söylemişiz" dediği, Kadirin "Evet" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Yani Kemalistler artık bi daha iktidar göremez" "Bir tek ihtilalle görürler oda artık hiç kimse Kemalist bayrakla ihtilal yapmaz bunları başa çıkarttım" "ben İskenderun 'da konferans verdim çok güzeldi bütün İskenderun ordaydı ailem iki tarafımda ordaydı dayım dayım İskenderun ilçe başkanı belediye başkanı o da ordaydı eskiden yani halayaşıyor en sonunda kızdı bir Süleymancı sen anam yahudi dedin bilmem ne yahudi dedin bilmem ne bağırdı ne benim ailemden tepki gösteren var ne bi şey var ya benim ben giderek anne tarafımın İbrani olduğuna inanıyorum yani ne var yani" "Dediki görüşürüz ondan sonra o gün birazdan alıcaklar uçakla götürecekler o kadar şeye alıyorlar ki otelde yatmamı istiyorlar yer ayırmışlar " "Evet bi bi şey işte Sabri beylerle beraber Sabih beylerle" "Kanatoğlu" dediği, Kadir'in "Büyük bir şans o adam gerçekten Türkiye için öyle adamların olması hakketten büyük şans" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Ya olurmu ya sınıf arkadaşım bilmiyor musun Kabataş tan " "Ondan sonra bakma ona çok kızmışlar bizim Nuriye'de bi yemekten geldi biraz 1-2 bardakta şarap içmiş çok süslüydü süsünede kızmışlar ondan sonra öyle şeyde de var iyidir iyidir televizyonda olur ... biz öyle şey falan değiliz siz biz bilirsiniz biz büyük oynarız Aydın Doğan la böyle bilmem neyle biz onu gösteririz büyük klüp üyesidir dedim şimdi bu kitapta değiştirmiyorum siz hatırlarsınız Milliyet Koçun dedim sonra yanlış yapmışım dedim düşündüm kimdi şimdi şuanda bir nokta Vehbi Koçun Milliyeti 80 yazısı dipnot attım doğrusu Koç ailesinin demek çünkü İnan Kıraçtır" "Ondan sonra hepsinin şeyi elimizde inşallah bi de her halde çok kilo veriyorum çok rejim yapıyorum " dediği,
Sonradan araştırdığında Adana havaalanında bir kişinin sahte pasaport veya sahte vizeyle ele geçirildiğini ve bu kişinin bunu Yaşar Öz’den temin ettiğini, onun marifetiyle aldığını söylediğini, Adana Emniyet Müdürlüğünün de İstanbul Emniyet müdürlüğüne "Yaşar Öz’ün bir olaya katıldığı, böyle bir şeyi tanzim ettiği iddia olunmaktadır, şahsın yakalanarak ifadesinin alınmasını ve nüfus cüzdan suretinin gönderilmesini, başka bir suç unsuru var ise adliyeye sevki" şeklinde yazı gönderdiğini, yapılan araştırmada Yaşar Öz’ün İnterpol ile Emniyet ve Adalet makamları tarafından aranmadığının anlaşılması üzerine silahların incelenmesi ve gerekli zabıtların düzenlenmesinden sonra Emniyet Genel Müdürüne hitaben "yapılacak soruşturmaya esas olmak üzere, değerlendirilmek maksadıyla evraklar ve silahlar ilişikte gönderilmiştir" şeklinde yazılıp gönderildiğini, sonradan yaptığı incelemede pasaportların devlet tarafından verildiği ve belgelerin de yetkililer tarafından düzenlendiğinin, Yaşar Öz’ün yapılacak olan bir istihbarat operasyonunda devlet tarafından kullanılacağının söylendiğini öğrendiğini, daha sonra zamanın Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ile karşılaştığında konuyu sorunca "büyük bir operasyon hazırlanıyor bu istihbarat ile ilgili, bunlardan da istifade edilmesi için biz bu hazırlığı yapmıştık, çalışma devam ediyor" şeklinde cevap aldığını,
Türkiye Cumhuriyeti gelecek tarih dilimlerinde "Selanik Dönmeleri" (Sabetaycılar) asimilasyonu propagandasına açıktır. Bunun önünün kesilmesi gereği doğmuştur. Bu nedenle 1924 mübadelesi ile Selanik'ten Türkiye'ye göç eden Sabetay Cemaati'nin "Mübadele Defteri" kayıtları ile nüfus kayıtları incelenerek Sabetaycılar tespit edilmelidir. Sabetaylar, ailelerinin kendilerine verdiği bilgiler dışında bilgiye sahip değildirler. Birbirlerini tanımamaktadırlar. Onları kendi içlerinde 300 yıldır yöneten son derece gizli yönetim kadroları, Sabetay cemaati üyelerini bilmelerine karşın, üyeler birbirlerini tanımamaktadır. Bu durum cemaatin gizliliğini koruyan en önemli faktör olmaktadır. Yönetim kadroları ise derecelendirilmiş bulunmaktadır. Özetle cemaatin yönetim kadroları bir anlamda hücre yapılanması ile örgütlenmiştir. Günümüz dünyasında Masonik örgütlenmelerin en gizli yapılanışını "Bilderbergliler"de görmekte olmamıza karşın üyeleri, başkanları ve yönetim kadroları açığa çıkmıştır. Tarihsel süreç içinde ele alındığında görülmektedir ki, pek çok ülkenin resmi istihbarat örgütlerinin en başarılı ajanlarının bile deşifre olabildiği bir dünyada yaşanıldığı gerçeği ortaya çıkmaktadır. Ancak Sabetay Cemaati hâlâ gizliliğini koruyabilmiş olduğu göz önüne alındığında bu cemaatin "gizlilik" prensiplerine ne denli bağlı oldukları daha iyi anlaşılabilir. Bu gizliliğin mutlak çözümlenmesi, "1924 mübadelesi ile Türkiye 'ye göç eden Sabetaycılar "in tümünün kamuoyu önünde deşifre edilmesi ve cemaatin kontrol altına alınması ulusal çıkarlar açısından gerekli bir zorunluluktur.